İnsansı Robot Dünyasında Neler Oluyor? Kapsamlı Robot Rehberi #KeşfetArası
Robotları test ederken şiddet uygulandığında "bunun hesabını ileride bize sorarlar" diyenler toplanın. Keşfet Arası tam size göre.
Yeni yılın ilk gününde haberlerle dolu bir Keşfet yerine daha önce sözünü verdiğim Keşfet Arası’nı okumayı tercih edersiniz diye düşündüm.
Keşfet Arası’nın bu sayısında (ilk sayısında ve devamı olur mu bilmediğim sayısında) detaylı bir insansı robot içeriği bulacaksınız. Piyasadaki modeller, becerileri, şirketleri, hedefleri ve daha bir çok bilgi bu yazıda.
Kahveniz ya da çayınız hazır mı?
Çocukluğumuzda izlediğimiz bilim kurgu filmlerinde evlerimizde dolaşan, yemek yapan, temizlik yapan robotlar vardı. Jetsons'ların Rosie'si gibi robotlar hayal gücümüzü süslüyordu. Peki 2024 yılını bitirirken, bu hayaller ne kadar gerçekleşti? Ya da daha önemlisi, ne zaman gerçekleşecek?
Robotik alanında son yıllarda yaşanan gelişmeler umut verici. Boston Dynamics'in Atlas'ı, Tesla'nın Optimus'u ve diğer şirketlerin geliştirdiği insansı robotlar, akrobatik hareketler yapabiliyor, nesneleri tutabiliyor ve basit görevleri yerine getirebiliyor. Yapay zeka alanındaki çığır açan ilerlemeler de bu gelişmelere ivme kazandırıyor.
Ancak gerçeklik şu ki, ev işlerimizi yapacak robotlardan hala çok uzaktayız. Bunun temelinde iki ana sorun yatıyor: donanım ve yazılım.
Donanım açısından en büyük zorluk, robotların hareketlerini sağlayan aktüatörlerde yaşanıyor. Moore Yasası sayesinde işlemciler, sensörler ve piller sürekli gelişirken, aktüatörler aynı hızda ilerleyemiyor. Karmaşık, hantal ve pahalı yapıları, ev robotlarının yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri.
Aktüatör ya da eyleyici, bir mekanizmayı veya sistemi kontrol eden veya hareket ettiren bir tür motordur. Bir enerji kaynağı tarafından çalıştırılır.
Yazılım tarafında ise yapay zeka büyük umut vadediyor. Ancak robotların insanlar gibi öğrenmesi, adapte olması ve doğaçlama yapabilmesi için hala kat edilmesi gereken uzun bir yol var. Bir robotun kapı açmayı öğrenmesi bile başlı başına büyük bir mühendislik başarısı gerektiriyor.
Robotik Çağının Sessiz Devrimcileri:
Modern Robotların Yükselişi
İnsanlık tarihinin en heyecan verici teknolojik devrimlerinden birinin tam ortasındayız. Yapay zekanın ivmelendirdiği robotik teknolojisi, hayal bile edemeyeceğimiz bir hızla ilerliyor. Bu ilerlemenin öncüleri olan dokuz robot, geleceğimizi şekillendiren sessiz devrimciler olarak karşımızda duruyor. Gelin, bu etkileyici makinelerin hikayesine yakından bakalım.
Atlas: Robotik Evrimin Zirvesi
Boston Dynamics'in amiral gemisi Atlas, robotik tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. 2013'te ilk versiyonu tanıtıldığında, çoğu kişi bunun sadece pahalı bir araştırma projesi olduğunu düşünüyordu. Ancak Atlas, yıllar içinde geçirdiği evrimle bu önyargıları yerle bir etti.
Atlas'ın en son versiyonu, insan vücudunun hareket kabiliyetini neredeyse birebir taklit edebiliyor. Parkur koşabiliyor, takla atabiliyor, dans edebiliyor ve karmaşık manipülasyon görevlerini yerine getirebiliyor. Bu yetenekler, gelişmiş hidrolik sistemler, özel tasarım aktüatörler ve yapay zeka destekli kontrol sistemlerinin muhteşem uyumuyla mümkün oluyor.
Boston Dynamics'in mühendislik ekibi, Atlas'ın denge sistemini geliştirmek için yıllarca çalıştı. Robotun her adımını hassas bir şekilde planlayan algoritmaları, gerçek zamanlı olarak çevresel değişikliklere adapte olabiliyor. Bu teknoloji, gelecekte arama-kurtarma operasyonlarından tehlikeli endüstriyel görevlere kadar pek çok alanda kullanılabilir.
Optimus: Tesla'nın Robot Devrimi
Elon Musk'ın "insanlığın geleceği" olarak tanımladığı Optimus, Tesla'nın robotik alanındaki iddialı girişimi. Optimus'u diğer robotlardan ayıran en önemli özellik, kitlesel üretime uygun olarak tasarlanmış olması. Tesla'nın otomotiv üretimindeki deneyimi, robot üretiminde de kendini gösteriyor.
Optimus'un yapay zeka sistemi, Tesla'nın otonom araç teknolojisinden besleniyor. Görüntü işleme, nesne tanıma ve karar verme mekanizmaları, araçlarda test edilmiş teknolojilerin robotik uygulamalara adaptasyonu. Robot, fabrika ortamında basit montaj işlerinden karmaşık lojistik görevlere kadar çeşitli işleri yapabiliyor.
Tesla'nın hedefi, Optimus'u $20,000 gibi göreceli olarak uygun bir fiyatla piyasaya sürmek. Bu, robotik teknolojisinin demokratikleşmesi açısından çığır açıcı bir adım olabilir. Ancak uzmanlar, bu hedefin gerçekleşmesi için hala aşılması gereken önemli teknolojik engeller olduğunu belirtiyor.
Digit: Lojistiğin Yeni Yüzü
Agility Robotics'in geliştirdiği Digit, lojistik sektörünün geleceğini şekillendiriyor. İki ayaklı tasarımı, insan ortamlarında rahatça hareket edebilmesini sağlıyor. Digit'in en etkileyici özelliği, değişken yüzeylerde dengeli bir şekilde yürüyebilmesi ve karmaşık nesneleri manipüle edebilmesi.
Digit'in kontrol sistemi, gelişmiş sensör füzyonu teknolojisine dayanıyor. LIDAR, stereo kameralar ve derinlik sensörleri, robotun çevresini üç boyutlu olarak algılamasını sağlıyor. Yapay zeka algoritmaları, bu verileri kullanarak robotun hareketlerini gerçek zamanlı olarak planıyor.
Amazon ve FedEx gibi lojistik devleri, Digit'i depo operasyonlarında test ediyor. Robot, paketlerin taşınması, ayıklanması ve yüklenmesi gibi görevleri başarıyla yerine getiriyor. Bu başarı, insansı robotların endüstriyel uygulamalardaki potansiyelini gösteriyor.
Apollo: Endüstrinin Yeni Gücü
Apptronik'in geliştirdiği Apollo, endüstriyel robotik alanında yeni bir sayfa açıyor. Güçlü yapısı ve hassas kontrol sistemleri, ağır sanayi uygulamalarında bile güvenle kullanılabilmesini sağlıyor. Apollo'nun en dikkat çekici özelliği, farklı endüstriyel görevlere hızla adapte olabilmesi.
Robot, modüler tasarımı sayesinde farklı uç elemanlarıyla donatılabiliyor. Bu esneklik, tek bir robotun montajdan kaynak işlemlerine, malzeme taşımadan kalite kontrole kadar çeşitli görevleri yerine getirebilmesini sağlıyor. Apollo'nun kontrol yazılımı, yapay zeka destekli öğrenme algoritmalarıyla sürekli gelişiyor.
Apptronik, Apollo'yu NASA ile işbirliği içinde geliştirdi. Bu işbirliği, robotun uzay uygulamalarında da kullanılabilme potansiyelini gösteriyor. Extreme koşullarda çalışabilen Apollo, gelecekte Mars kolonilerinin inşasında bile rol oynayabilir.
Bu arada Apollo ve Mercedes arasında da bir anlaşma gerçekleşti bu yıl içinde.
Figure 02: Yeni Nesil Hizmet Robotu
Figure AI'ın geliştirdiği Figure 02, ev ve ofis ortamlarında kullanılmak üzere tasarlanmış çok yönlü bir robot. İnsan boyutlarında ve antropomorfik tasarımı, günlük yaşam alanlarında rahatça hareket edebilmesini sağlıyor. Robotun en önemli özelliği, karmaşık manipülasyon görevlerini yerine getirebilmesi.
Figure 02'nin kontrol sistemi, derin öğrenme ve pekiştirmeli öğrenme algoritmalarına dayanıyor. Robot, görevleri yerine getirirken sürekli öğreniyor ve performansını iyileştiriyor. Özellikle ev işlerinde, tekrarlayan görevleri zamanla daha etkili bir şekilde yapabiliyor.
Neo: Teknolojik Mükemmelliğin Sembolü
1X Technologies'in geliştirdiği Neo, robotik teknolojisinin ulaşabileceği zirveyi gösteriyor. Hassas hareket kontrolü ve adaptif öğrenme yetenekleriyle öne çıkan Neo, endüstriyel ve hizmet sektöründe çığır açıyor.
Neo'nun en etkileyici özelliği, insan hareketlerini taklit edebilme kabiliyeti. Gelişmiş sensör sistemleri ve yapay zeka algoritmaları sayesinde, karmaşık görevleri bile ustaca yerine getirebiliyor. Özellikle hassas montaj işlerinde ve kalite kontrol süreçlerinde benzersiz bir performans sergiliyor.
GR-2: Denge ve Güç Ustası
Fourier Intelligence'ın geliştirdiği GR-1, ileri seviye denge kontrolü ve güç yönetimiyle dikkat çekiyor. Robotun tasarımında biyomekanik prensipleri ön planda tutulmuş. Bu sayede, insan benzeri hareketleri minimum enerji tüketimiyle gerçekleştirebiliyor.
GR-2'in kontrol sistemi, gerçek zamanlı denge algoritmaları ve yapay zeka destekli hareket planlaması üzerine kurulu. Robot, değişken yüzeylerde bile dengeli bir şekilde hareket edebiliyor ve beklenmedik engellere hızla adapte olabiliyor.
H1: Endüstriyel Gücün Yeni Tanımı
Unitree Robotics'in H1 robotu, endüstriyel uygulamalar için geliştirilen en güçlü insansı robotlardan biri. Dayanıklı yapısı ve yüksek performanslı aktüatörleri, ağır yükleri bile kolayca taşıyabilmesini sağlıyor.
H1'in yazılım sistemi, derin öğrenme algoritmalarıyla sürekli gelişiyor. Robot, farklı görevleri yerine getirirken edindiği deneyimleri kullanarak performansını iyileştiriyor. Bu öğrenme yeteneği, H1'i özellikle değişken endüstriyel ortamlarda değerli kılıyor.
G1: Küçük Güç
Unitree Robotics'in G1 robotu ya da kendi söylemleri ile “Humanoid agent AI avatar”, eve de uygun olan bir model. Sadece 35 kg ağırlığında fakat çok fonksiyonel ve güçlü bir yapısı var.
G1’in güç kontrol mekanizması ve AI ile kendini geliştirebilmesi öne çıkan özelliklerinin başında geliyor. Eğer 16.000 Dolarınız varsa ve evinizde gelişen bir robot istiyorsanız G1 şu anda satışta.
Phoenix: Hassasiyetin Zirvesi
Sanctuary AI'ın Phoenix'i, hassas manipülasyon görevlerinde çığır açıyor. Robot, insan elinin hassasiyetini taklit edebilen gelişmiş bir kavrama sistemiyle donatılmış. Bu özellik, mikroelektronik montajdan hassas laboratuvar işlemlerine kadar geniş bir yelpazede kullanılabilmesini sağlıyor.
Phoenix'in kontrol sistemi, yapay sinir ağları ve bilgisayarlı görü teknolojilerinin muhteşem bir kombinasyonu. Robot, nesneleri sadece görmekle kalmıyor, onların fiziksel özelliklerini de anlayabiliyor ve buna göre davranışını ayarlayabiliyor.
Robotik Teknolojisinin Geleceği
Bu on robot, robotik teknolojisinin farklı yönlerini temsil ediyor. Atlas akrobatik yetenekleriyle fiziksel sınırları zorlarken, Optimus kitlesel üretimle robotik teknolojisini demokratikleştirmeyi hedefliyor. Digit lojistik sektörünü dönüştürürken, Apollo endüstriyel uygulamalarda yeni standartlar belirliyor.
Figure 02, Neo ve Phoenix, günlük yaşamda robotların potansiyelini gösterirken, GR-1 ve H1 endüstriyel gücün yeni tanımını yapıyor. Bu robotların her biri, kendi alanlarında çığır açıcı yenilikler getiriyor.
Ancak asıl heyecan verici olan, bu teknolojilerin birleşiminden doğacak potansiyel. Yapay zekanın gelişimi, sensör teknolojilerindeki ilerlemeler ve yeni malzemelerin kullanımı, robotik alanında daha büyük atılımların kapısını aralıyor.
Gelecekte robotlar, hayatımızın her alanında daha fazla yer alacak. Endüstriden sağlığa, eğitimden uzay araştırmalarına kadar pek çok alanda robotların desteğini göreceğiz. Bu gelişmeler, sadece teknolojik bir devrim değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün de habercisi.
Bu dönüşüm sürecinde, robotların güvenli ve etik kullanımı büyük önem taşıyor. İnsan-robot etkileşiminin doğru şekilde tasarlanması, robotların topluma entegrasyonunda kritik rol oynayacak. Aynı zamanda, bu teknolojilerin yaratacağı sosyal ve ekonomik etkileri de şimdiden düşünmemiz gerekiyor.
Entegrasyondan bahsederken aklıma Detroit: Become Human oyunu geldi. Eğer oynamadıysanız mutlaka gözatın. Aşağıda izleyeceğini oyunun trailerı aslında bir bakıma geleceğimizin ön gösterimi olabilir.
Geleceğe hazır olmak çok kolay değil ama en azından nelerle karşılaşabileceğimizi bilmek, öğrenmek bence çok önemli. Ama daha da önemlisi hayal kurmayı bırakmamak. Çünkü kurduğumuz hayaller artık gerçek oluyorlar.
Hala keşfetmediyseniz,
Biraz kafa açmak, biraz farklı şeyler düşünmek, biraz da farklı açılardan düşünmek isterseniz, Özgür Alaz'la İlham Olsun! ‘a
Startup, VC, yeni ekonomi, AI ve web3 konularında harika içeriklere ulaşabileceğiniz 𝒮𝑜𝒻𝓉 𝒞𝑜𝓂𝓂𝒾𝓉𝓂𝑒𝓃𝓉 ‘a
Biraz daha teknoloji atın üstüme diyorsanız da mutlaka TECH GÜNDEM ‘e de abone olun.
Bazı dönüm noktalarını kendimce kaydediyorum. Kim Kardashian ile robotunun pozlarını böyle bir an olarak kaydettim.